Bank Asya’ya para yatırmak ve ByLock kullanmak ile Dağda savaşan terörist Nasıl Aynı Kapsama Giriyor?”

Görevi, hükümetin görüşmeyi bıraktığı ve AKP’ye yakın gazetelerin “Türk düşmanı” ilan ettiği Kati Piri’den devralan Avrupa Parlamentosu’nun yeni Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor, Türkiye’ye yeni titriyle ilk ziyaretini tamamladı. Türkiye’de terörizm tanımının çok geniş bir biçimde yapıldığını savunan Sánchez Amor, “Eğer herkese terörist dersek, belki de hiç kimse terörist değildir” dedi.

0

Bank Asya’ya para yatırmak ve ByLock kullanmak ile Dağda savaşan terörist Nasıl Aynı Kapsama Giriyor?”

Temaslarının ardından İstanbul’da gazetecilerle bir araya gelen Sánchez Amor, terör kavramının Türkiye’de geniş bir şekilde yapılmasına örnekler vererek, “Bir Twitter hesabıyla eleştiri yapan öğrenciyle gerçek bir terörist aynı kapsama giriyor. İnternet hesabından tweet yazan öğrenciyle Akçakale’ye havan topu atanı aynı kefeye koyarsak bunu anlamamız mümkün olmuyor” diye konuştu. Sánchez Amor örnekleri sıralarken “Bank Asya’ya para yatırmak ve ByLock kullanmak” ile “dağda savaşmayı” da kıyasladı.

Amor çok geniş bir gruba “terörist” denildiğine dikkat çektikten sonra “Eğer herkese terörist dersek, belki de hiç kimse terörist değildir. Herkese terörist dersek, gerçek teröristleri aklamış oluruz” dedi.

Sánchez Amor’un Türkiye’ye ilk ziyaretinde görüştüğü isimlerin geniş yelpazeden olması da dikkat çekti. Yeni raportör Ankara ile İstanbul ziyaretinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği Başkanı Faruk Kaymakçı, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Meclis’teki muhalefetin temsilcileri, yerine kayyım atanan eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisiyle görüştü.

Kendisine bu görüşmeler sebebiyle “AB’nin yaklaşımında değişiklik mi var?” diye sorulan Sánchez Amor, “Esasında üyelik görüşmeleri sürecinin tüm aşamalarında toplumun bütün kesimleriyle muhatap olduk” dedi ve ekledi; “Türkiye’nin AB’de yer alması sayesinde AB’nin de Türkiye’yle birlikte imajı tamamlanmış olacak. Gerek İmamoğlu (CHP), gerek Şahin’i (AKP) bu süreçte daha fazla rol almaları konusunda cesaretlendirdim.”

Basın toplantısından önce T24’e özel açıklamalarda da bulunan Sánchez Amor, Avrupa Birliği’nin üyelik müzakerelerinde direkt muhatabının hükümet olduğunu söylerken, buna ek olarak başka kanallar ve yollar aranabileceğini” dile getirdi.

“Türkiye, Brüksel’e doğru mesajı göndermek için Kavala ve Demirtaş gibi davalarda AİHM’in kararlarını uygulamalı”

T24’ün cezaevinde bulunan iş insanı Osman Kavala ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın AİHM kararlarına rağmen serbest bırakılmamasıyla ilgili sorularını yanıtlayan raportör, Türkiye’nin Brüksel’e doğru mesajı göndermek için Kavala ve Demirtaş gibi davalarda AİHM’in kararlarını uygulaması gerektiğini söyledi. Basın toplantısında da bu konuya değinen ve benzer ifadeler kullanan Sánchez Amor, AİHM’in verdiği kararların Avrupa’nın değerlerini temel alan kararlar olduğunu dile getirdi. Sánchez Amor, Adalet Bakanı Gül ile yaptıkları görüşmede İnsan Hakları Eylem Planı ve yargı reformunun da gündeme geldiğini ifade etti.

Kavala davasından bahsederken “durumu anlamakta zorluk çektiklerini” söyleyen Sánchez Amor, Gezi döneminde protestoculara “çapulcu” diye de hitap edildiğini hatırlatarak “Gezi eylemlerinin hükümeti devirmeyi hedeflediğine dair kanıtlar göremediğini” söyledi.

“Reformlar gündeme alınmalı”

Basın toplantısında da AB’nin Türkiye’de reform isteğini vurgulayan Sánchez Amor, T24’e yaptığı açıklamalarda Türkiye siyasetini çok iyi tanıdığını belirterek, “Şimdilerde gözlemlediğim şey Türkiye’nin darbe girişimi sonrası içine düştüğü gergin durumu atlatması gerektiği. Bence Türkiye şimdi yeni bir söylemle insan hakları, kişisel özgürlükler ve hukukun üstünlüğü gibi konularda reformları gündemine almalı” diye konuştu.

Sánchez Amor’un selefi Kati Piri hükümet ve hükümete yakın medya tarafından Türkiye’ye yönelttiği eleştiriler ve sert raporlar sebebiyle tepki görmüştü. Piri, 19 Ekim’de Beyoğlu’ndaki Divan Otel’de yaptığı açıklamada “Bazı basın kurumları beni şeytanmışım gibi gösterdi” demişti. Amor, selefi hakkında konuşurken “Kati Piri ve hükümet arasında gerginlikler yaşandığını biliyoruz, ancak o son derece düzgün ve profesyonel şekilde çalıştı” diye konuştu. “Piri mükemmel bir iş çıkardı” ifadesini kullanan raportör, “Darbe konusunda tecrübeli bir siyasetçiyim ve bu konularda empati kurabilirim diye düşünüyorum” dedi. Sanchez Amor AB’nin yasama organı AP’de görev yapan 700 parlamenterin çoğunun Türkiye hakkında yeterli bilgisi olduğunu aktardı ve bir noktada raportör olarak görevlerinden birinin bu kişileri Türkiye hakkında bilgilendirmek olduğunu söyledi.

Doğu Akdeniz için “uluslararası mahkeme” önerisi

Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakların çıkarılması konusundaki anlaşmazlıklara da değinen Sánchez Amor, taraflar arası anlaşmazlığın çözülmesi için uluslararası mahkemelere başvurulmasını önerdi. Raportör “AB’nin resmi duruşunun Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin desteklenmesi olduğunu belirtirken tek taraflı davranmanın kabul edilebilir olmadığını ve krizin diyalogla aşılması gerektiği” görüşünü dile getirdi.

Peş peşe gelen krizlerin ardından Türkiye-AB üyelik ilişkileri durgunluğa girmişken  görevi devralan Sánchez Amor, “Türkiye ile AB arasında var olan güven eksikliğini aşmak için daha fazla ve daha iyi bir iletişime ihtiyacımız var. Bu nedenle, her seviyede siyasi diyaloğun yeniden canlandırılması gerekiyor. Diyaloğumuzu geliştirmenin önemli olduğu kanaatindeyim; örneğin bu, yerel düzeyde belediyeler, üniversiteler ve diğer aktörler arasında işbirliğini kuvvetlendirmek yoluyla gerçekleştirilebilir. Ayrıca, parlamentolar düzeyindeki temasımızı da daha fazla güçlendirmeliyiz” dedi. Amor, bu diyaloğun katılım süreciyle kısıtlı kalmaması gerektiğini ve Ankara ile Brüksel’in Erasmus Programı’ndan göçmenlere uzanan her konuda temasta olması gerektiğini söyledi.