KHK TV, Ahmet Erkan Yiğitsözlü

KHK TV, Kayseri’nin önde gelen iş adamlarından, Boydak Holding ve Kayseri Sanayi Odası Eski Yönetim Kurulu Başkanı İş Adamı Mustafa Boydak ile çarpıcı bir röportaj gerçekleştirdi. İşte o röportajdan bazı bölümler:

Boydak Holding Başkanı Mustafa Boydak

 “Anadolu sermayesinin sembol isimlerinden biri olan “Boydak Holding” elinizden alındı. Hacı ve Memduh Boydak tutuklandı bu süreci sizden dinleyebilir miyiz?

22 Temmuz 2016, 667 sayılı KHK ile Boydak Eğitim ve Kültür Vakfı kapatıldı, şirketlerimize kayyum atanması, gözaltı, tutukluluk sürecimiz bundan sonra başladı. Maalesef KHK denilince aklımıza bu geliyor. Ailemizden ziyade Türkiye’de yüz binlerce ailenin mağduriyeti var. Kardeşlerimden Hacı ve Memduh Boydak’ın tutuklulukları 4 Mart 2016 tarihinde başladı. Esasen bizimle ilgili süreç 2014 yılının şubat veya mart ayında başladı. Bu 6 yıllık süreç henüz tamamlanmadı, devam ediyor. Şu an Memduh, Hacı ve Şükrü Bey tutuklular. Yaşadıklarımızı anlatsam belki dört beş gün konuşmamız gerekir.

Bu süreçte sizi etkileyen unutamadığınız hadiseler oldu mu?

7 yılda Türkiye nerelerden nerelere savruldu, insanlar nerelere savruldu. İçimizde ne canavarlar varmış, içimizde ne güzel insanlar varmış onu gördük. Mağdurların hepsinin ayrı ayrı hikâyesi var. İstanbul’da bir lokantaya gidiyorum; eskiden tanıdığım başkonsolosluk yapmış biri kasada duruyor, başka bir yere gidiyorum eski İngilizce öğretmeni, bir otelde görevli, diğer tarafta eskiden baş komiser olan biri ön büroda bir eleman olarak karşıma çıkıyor. Bu yaşananlar yüz yıl geçse de yaşanmayacak derecede zor hadiseler! Bunları hayatım boyunca asla unutmayacağım! KHK’lıların en yakınları tarafından,  “zararlı insanlar” gibi terk edildiğini gördük. Bir yandan üzülüyorum bir yandan da insanların azmi, kararlılığı, hayata tutunması, birbirleriyle dayanışması beni mutlu ediyor.

Sanayici bir işadamı olarak Türkiye ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şu an önceliğimiz, hapishanedeki kardeşlerimiz. Kardeşim, kuzenim, bir sürü iş adamı, kadınlar ve çocuklar hala hapisteler. Diğer yandan Türkiye’nin en önemli problemlerinin başında, yüzde 15’e varan işsizlik geliyor, tarımda ve sanayide ciddi gerileme var. Bugün ülkemizin makroekonomik dengelerinde ciddi bozulma ve ekonomide ciddi borçlanma söz konusu. Esasen bu tablonun değişmesi için, öncelikle güven sorununun aşılarak; mağduriyetler giderilirse, düşünce özgürlüğüne saygı duyulursa Türkiye eski parlak günlerine kısa vadede dönebilir.

Mağduriyetlerin artışı ekonomiye yansıyor. Mağduriyetler çözülürse bunun kısa bir sürede ekonomiye olumlu anlamda yansıyacağını düşünüyor musunuz?

Kesinlikle,  insanlar yatırımını serbestçe yapabilmeli, tasarrufunu bankaya götürebilmelidir. Bankaya yatırdığım parama el konabilir mi? Kurduğum işletmeye (siyasi-dünya görüşümden dolayı) el konulabilir mi gibi şeyler insanın aklına asla gelmemeli! Baktığınızda bizim süreçte; 1. Sulh Ceza Hâkiminin kararıyla malınıza, mülkünüze, şirketinize bindiğiniz arabaya kadar her şeyinize el konabiliyor! Ben böyle değilim demeniz yıllar sürüyor. Nitekim bizim mahkeme sürecimiz 6 yıldır devam ediyor. Adaletin sağlanmasının gecikmesi dahi inanılmaz mağduriyettir. “Devletin dini adalettir.” Adalet olursa devletin en önemli ekonomik parametrelerinden biri olan güven sorunu aşılır. Bu da Türkiye’nin önünü kısa sürede açacaktır.

Kayserili bir işadamı olarak Boydak ailesini, milliyetçi, muhafazakâr olarak tanıdık. Şu an İslami referanslı siyasi partiler ile laikliği nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şahsım olarak, bakış açım laik kesime hep daha yakındı. Laiklik ilkesinin ne kadar önemli olduğunu hep birlikte gördük. Bu süreçten sadece muhafazakâr cenah değil, herkes bir şekilde zarar gördü ve görecek, öyle görünüyor. Bizim arzumuz ülkemizin çocukları öncelikle iyi eğitim alsın, bilim ve akla inansın, yönümüz batıya dönük olsun. AB standartlarını yakaladığımızda yönetim öyle mi olsun, islamcı mı olsun gibi bir problem kalmaz; sadece insanların düşüncesinde özgür olabileceği alan yaratılması gerekir.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve eski Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ile geçmişte ilişkiniz var mıydı?

Elbette ki. Türkiye’de siyasi partilerin çoğunu, partilerin liderleri de dâhil tanımadığım kimse yoktur. 12 yıl boyunca Kayseri Sanayi Odasının başkanlığını yaptım. Zaman zaman bölgemizde bizim çözmemiz gereken, işle alakalı konular olduğunda, o zamanın Başbakanı Sayın Erdoğan arardı; ”Başkanım şöyle bir konu var şunu halledelim” der biz de yapardık. Tabi bu ilişkimizi farklı alanlara çekmek durumu söz konusu olamaz, onlar büyüğümüz hala da büyüklerimiz. İcap ettiğinde yine temasımız olacaktır.

Kayseri halkına kırgın mısınız?    

Kayseri’nin üzerimizde emeği çok, kimseye kırgın olamam. Benim kırgınlığım bizimle ilgili gerçek olmayan bilgileri, doğru olmayan hususları, yalan İfade vermek suretiyle yapan kişi; gizli tanık ve kurumlaradır. Zaten birçoğu da ifşa oldu. Yargılama sürecinde, mahkemede, birçok insan ifadelerinin yanlış yazıldığını söyleyerek düzeltmek istedi. Fakat çok ilginç bir şekilde, Kayseri ikinci Ağır Ceza Mahkemesi, bu kişilere: “Biz sizin poliste verilen ifadelerinizi kabul ediyoruz, mahkemedeki ifadenizi etki altında verdiniz, kabul etmiyoruz!” dedi. Böyle bir hukuksuzlukla hakkımızda ceza verdi.

Boydak Holding davası ne aşamada AİHM’den ne bekliyorsunuz?

Yerel mahkemedeki cezalarımız geçtiğimiz günlerde istinafta onandı. Şu an Yargıtay aşamasında itirazımızı yapacağız.  İnancım o ki Türkiye’de hukukun kırıntısı dahi varsa, AİHM’e gerek kalmadan yargılamalar ile ilgili hatalardan Yargıtay da dönülecektir. Ancak o dönemde şirketlere Kayseri Sulh Ceza Mahkemesi tarafından Kayyum atanması kararını, AİHM’e götürdük. Ve bugünlerde “hak ihlali kararı vardır” deneceğini düşünüyorum.

Medya ve basında hakkınızda nasıl bir algı yürütülüyor?

  7 yıldır denetimler yapılıyor acaba cemaatin parası var mı diye. Maalesef ana medya, basın, bizzat tanıştığımız, her zorlukta yardımcı olduğumuz kişiler ve ekipleri, bizim şirketleri cemaatin adamları kurmuş gibi algı yaptılar. Oysaki şirketlerimiz  1957’de beri var, alın teri ile babalarımız kurdu, sonra da  bizler bugüne getirdik.

Boydak Holding, Bellona, İstikbal, sizin için ne ifade ediyor, o dönem kaç kişi çalışıyorduDevrederken ne hissettiniz?

Yönetim Kurulu Başkanı olduğum şirketten Ağustos 2016’da kapı dışarı edildim. Kayyum ve bir kamyon polis şirkete geldiler, hoş geldiniz dedim teslim ettim ve çıktım. İnanıyorum ki bir gün döneceğiz. Babamızdan kalan küçük bir işti, kardeşlerimizle beraber çocuğumuz gibi büyüttük, tırnaklarımızla kazıdık. Ardından “Anadolu Finans” bünyemize girdi. Türkiye Finans Katılım Bankası’ndaki hissemize dokunmadılar. Markalarımız geride kaldı, birçok rakip bizi geçti, şu anki manzara iç açıcı değil. 13 bin çalışanımız, bankada ise 4500 çalışanımız, kardeşimiz vardı. Biz kısa zamanda gelip, şirketlerimizi hak ettiği yere getireceğiz.

Türkiye’de son zamanlarda siyasi arayışlar gündemde, yeni partiler kuruluyor bu partileri nasıl değerlendiriyorsunuz?    

Benim siyasetim mağduriyetlerin önlenmesi, siyasetin içerisinde asla olmadık. Türkiye uluslararası toplumun bir mensubu olduğunu, kurum ve kurallarıyla ispatlamak zorundadır. Türkiye önemli siyasi gelişmelere gebe görünüyor.

Mağduriyetlerin tek çözüm merkezi siyasi partiler midir? Bir toplum bilinci de gerekiyor mu? 

Yasama, yürütme ve yargı organlarının daha keskin çizgilerle ayrılması lazım. Toplumsal barışa ihtiyacımız var. Dini inancımız, görüşlerimiz, entellektüel anlayışımız farklı olsa da ortak noktamız Türkiye’mizdir. İnsanımızın sağduyusu, aklı, fikri ile problemleri aşacağız. Gelişime daha açık, eğitim seviyesi daha yüksek bir Türkiye olarak kendi bölgemizde medeniyetimizi tekrar yaygınlaştıracağız.

 Kardeşlerinizi özlüyor musunuz, görüşlerde neler konuşuyorsunuz?

Ankara Sincan’a 3 haftayı geçirmemek kaydıyla görüşe gidiyorum. Mektuplaşıyoruz. Kardeşlerimi çok özlüyorum. Gittiğimde aynı havayı solumak için bir gece kalıyorum. Onlar, Türkiye’nin en girişimci insanlarından bir kaçı. Onlar gibi birçok insan atıl vaziyette, hapiste, işinden edilmiş, zorluklarla mücadele ediyor. Türkiye’nin özellikle siyasi iktidarın bunları görüp, süratle tedbir almasını canı gönülden diliyorum.

Anadolu sermayesini temsil eden bir işadamı olarak, bu girişimci kültürü, bu yönetim gücünü nasıl elde ettiniz?       

Girişimcilik ruhumuz Kayserili olmamızdan da kaynaklanıyor. Rahmetli Özal Başbakan olunca, Anadolu insanının önü açıldı. 2002 yılında bugünkü iktidar olan AK Partinin iktidara gelmesiyle Anadolu sermayesinin önü daha da açıldı. Bunu söylememiz lazım. Biz 2013 sonuna kadar Anadolu’da yatırımlar yaptık, girişimcilik ruhunuzu geliştirdik, bundan sonraki süreçte de ülkemizi kalkındırmak için var gücümüzle çalışacağız.

Süreç sona ererse nasıl bir duruş sergileyeceksiniz? 

Benim duruşum hiçbir zaman değişmedi. Alnımız açık, suçumuz memleketimizi çok sevmek. Süreç biterse yine aynı olacağım. Kayseri’de ciddi çevremiz vardı ,%95’i kayboldu, yepyeni bir çevre yaptım. Firmaların mali rehberliğini yaptım, insanlarda öyle sevgi var ki anahtarlarını, fabrikalarını veriyorlar. Bugün Boydak Holdingden daha büyük yapıların işini yapacak durumdayız; fakat önceliğimiz şu anda kardeşlerimizin hapisten çıkması, suçsuzluğumuzun ispatlanmasıdır.

KHK’larla mağduriyet yaşamış insanlar için gerçekten bir ümit var mı?  Sizin Ümidiniz var mı?   

Kesinlikle ümidim var. Hakkında beraat- takipsizlik verilmiş on binlerce KHK’lı var. Acilen yarın sabah görevlerine döndürülmesi lazım! Diğer KHK’lı kardeşlerimizin yüzde 99’unun herhangi bir suçu yok. Eline silah almamışsa, irtibat-iltisak diyerek, oturmaya gitti, çocuğunu okula gönderdi diyerek ceza vermek ülkemize yakışmıyor. Bir kararname ile bütün mağduriyetler giderilebilir. O günkü şartlarda devlet refleksi bu yanlışları yaptı ama bugünün şartlarında düzeltmesi lazım, düzeltileceğini ümit ediyorum. Moralimi hiç bozmuyorum. Bu yaşadığımız geçici  bir durumdur. Anadolu insanının iş hayatına geri dönmesi lazım, hapishanedeki çok sayıda insanımızın artık aramıza katılması gerekiyor. Türkiye yaşadığı bu zorlukları aşarken, bizim tekrar ülkemize hizmet etmemiz gerekecek ki bunu da seve seve yapacağız. Barışçıl,  aydınlık yarınları olan ekonomisi güçlü, güzel bir Türkiye hayal ediyorum.

Birçok medya kuruluşundan teklif aldınız. Neden KHK TV’yi tercih ettiniz?

Belirttiğim gibi ben de 677 KHK’lıyım. KHK ile işinden gücünden edilen insanlara hem çok üzülüyorum hem de mücadele ettikleri için çok saygı duyuyorum. KHK’lıların sesini yegâne duyuran kurum KHK TV. Bu yüzden seve seve kabul ettim.