Çukurova Üniversitesi Hukuk fakültesinden ihraç edilen, KHK’lı akademisyen, Ceza Hukukçusu ve İnsan Hakları Savunucusu Doç. Dr. Günal Kurşun, KHK Tv’de gündeme dair çeşitli açıklamalarda bulundu. Yasalaşan ceza indirimi hakkında açıklamalarda bulunan Kurşun, özetle şunları ifade etti.
İnfaz Yasası Neleri Kapsıyor
AKP Grubu, ilk hazırladığında kasten öldürme ve terör dışındaki bütün suçların infaz indirimine girmesi planlanmıştı. Muhalefetin itirazıyla cinsel suçlar ve uyuşturucu ticareti de kapsam dışı bırakıldı. İnfaz hukukunda buna “toplu özel af” deniyor. 2000 yılında Rahşan affı olarak çıkan af kanunu ile çok benzeşiyor.
-30 Mart 2020 tarihinden önce işlenmek kaydıyla: Teklifin kapsamına giren suçlar açısından infaz hesabı 3/4 iken bu yasa ile 1/2 ye iniyor. Örneğin bir suçun cezası 12 yıl ise, önceden infazı 9 yıl iken artık 6 yıla iniyor. Yasadaki diğer bir hükümde, cezasının son 3 yılını denetimli serbestlik ile geçirebilecek ve tahliye olacak. Örnekteki gibi, 12 yıllık bir cezanın infazı 3 yıl olacak. 6 yıl ceza alan birisi hiç cezaevine girmeden tahliye olabilecek.
– Bu yasa ile içerisinde mafya babalarının da yer aldığı 90 bin kişi serbest kalırken, terör suçu adı verilen “siyasi suçlular” kapsam dışı bırakıldı.
-Yasada cezaevindeki mahkûmların tele mitinglerine sınırlama getirildi.
– Denetimli serbestlik uygulaması genişletilerek, özellikle yaşlılar, ağır engelliler, 6 aya kadar bebeği bulunan annelere tutuklama yasağı getirildi
AYM’nin Tavrı Nasıl Olacak?
Bu infaz yasası aslında “toplu özel bir af”tır. AYM’nin net bir şekilde iptal kararı vereceğini düşünüyorum. AYM, CHP’nin başvurusunu uzun süre bekletecek, ama eninde sonunda anayasanın 10 maddesindeki “eşitlik ilkesine” aykırı olduğu gerekçesiyle iptal kararı verecektir. Bu iptal kararının gerekçelerinden birinin de, aslında “toplu özel af” niteliğinde olan bu af yasasının, gerekli çoğunlukla kabul edilmediği olması, muhtemeldir.
Terörle Mücadele Kanunundaki Tanım Çok Geniş, Herkesi Kapsayabilir
Aslında hiçbir şekilde şiddete başvurmayan, sadece görüşlerini ifade eden yazar, çizer,düşünür, entellektüel insanların tümü terörist ilan edildi. Yani iktidarın eylemlerini eleştiriyorsanız kapsam o kadar geniş ki terörist tanımına siz de giriyorsunuz. Böyle olunca cezaevleri 300 bine yakın insanla dolup taşıyor. Kader kurbanları gibi benzetmelerle mafya babası, hırsız, rüşvetçi, bunlar salıveriliyor. Aslında yapılması gereken, sadece düşüncelerini ifade ettikleri için terör damgası yiyen insanların, “siyasi suçluların” bırakılmasıydı.
AİHM Bu Süreçte İyi Bir Sınav Vermedi, Kendi İlkeleriyle Çelişti
Bana göre AYM çoktan öldü, yaşıyor taklidi yapıyor. AYM iki üç ayda bir kamuoyunun ilgisini çeken birkaç iyi karar vererek, AİHM’e “bakın ben hala etkili bir başvuru yoluyum” mesajı veriyor. AİHM de elindeki iş yükünü azaltmak için önce AYM ye gidin diyor. AİHM cezaevlerindeki mahkûmlara yönelik, özellikle Avrupa ülkelerinden giden başvuruları gündemine aldı. Ama Türkiye’den giden bir başvuruyu iç hukuk yolları tüketilmediği gerekçesiyle reddetti. Burada AİHM ayrımcılığı var. Türkiye’de AYM açısından AİHM’in tavrı belirleyici oluyor. Bu yüzden Türkiye’den giden başvurular artarsa AİHM’in tavrının değişeceği kanaatindeyim.
Röportajın tamamını buradan ⤵️⤵️ izleyebilirsiniz.