KHK ile ihraç edilen aynı zamanda 28 Şubat mağduru olan edebiyat öğretmeni Ayşegül Karaosmanoğlu, 2 yıldır depresyonu yenebilmek için eşinin yanında kuru temizlemecilik yapıyor.
15 TEMMUZ SONRASI YAŞANANLAR ADETA BİR SOYKIRIM
15 Temmuz’a kadar büyük hayalleri olan, idealist bir öğretmen olan Ayşe öğretmen “Artık işe dönsem bile eskisi gibi fedakâr bir öğretmen olamam. İnsanlar ekonomiyi konuşuyor asıl konuşulması gereken ise eğitim” diyerek bir neslin kaybedildiğine dikkat çekiyor. Hem 28 Şubat döneminin hem de KHK mağdurlarından birisi olan Edebiyat öğretmeni Ayşe Karaosmanoğlu “28 Şubat’ta böyle şeyler yaşamadık. Her iki dönemi düşündüğümde kıyaslama bile yapamıyorum. 15 Temmuz sonrası yaşananlar adeta bir soykırımdı” ifadelerini kullanıyor.
“28 ŞUBAT SINIRLI VE BELLİ BİR KESİME UYGULANDI”
28 Şubat döneminde iki yıllık öğretmen olan Ayşegül Karaosmanoğlu, her iki dönemi karşılaştırdığında, bu dönemin 80 darbesi gibi olduğunu ifade ediyor. Ayşegül Öğretmen, post modern darbe olarak nitelendirilen 28 Şubat’ı ve 15 Temmuz sonrası yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “28 Şubat, belirli bir kesime uygulanan sınırlı bir zulümdü. Bizlerden başörtümüzü açmamızı istiyorlardı. Başörtüsünü açınca işimize devam edebiliyorduk. Ancak ben başörtümü açmadım ve istifa ettim. 6 yıl sonra işime döndüm. Bugün yine mağdur edildik, bu sefer bizim gibi düşündüğünü sandığımız insanlar tarafından zulme uğradık. Bir gecede on binlerce insan terörist ilan edildi. Bu dönemin zulmü, herkesi saran bir zulüm” olarak anlattı.
“DEPRESYONU, KURU TEMİZLEMECİLİK YAPARAK ATLATMAYA ÇALIŞIYORUM”
Yaşananlara bir türlü anlam veremeyen ihraç öğretmen Ayşegül Karaosmanoğlu, ilk yıl sürekli bir depresyon hali içinde olduğunu ve bunu atlatabilmek için kuru temizlemecilik yapan eşinin yanında çalışmaya başladığını belirtiyor. Dünün mağdurlarının bugünün mağruru olduğuna dikkat çeken Ayşegül Öğretmen, Merve Safa Kavakçı bir kez bile bu durumla ilgili konuşmadı diyor ve ekliyor: 28 Şubat’ta mağdur edildiğinde Nazlı Ilıcak’ın onu savunmasını hepimiz alkışladık, ama bugün bize yaşatılanlarla ilgili tek kelime etmedi. Benim solcu arkadaşlarım ben ihraç edildikten sonra geçmiş olsuna gelirken, 28 Şubat’ta mağdur edilen ve AKP cenahında yer alan arkadaşlarım bugün bana geçmiş olsun bile demediler.”
FEDAKÂRLIĞIMIZIN KARŞILIĞI BU OLMAMALIYDI
Öğretmenlik yaptığı dönemde çok fedakârca çalıştıklarını aktaran Karaosmanoğlu, nasıl bir öğretmen olduğunu şu sözlerle anlatıyor: “Bazı öğretmenler ders bitince ya da teneffüste keyfine bakarken biz boş zamanlarımızı bile öğrencilerimize ayırıyorduk. Onları dinliyor, onların sorunlarıyla ilgileniyorduk. Müfredatı işleyeyim gideyim havasında olmadık hiçbir zaman.” İşe iade olduğu takdirde, eskisi gibi öğretmenlik yapamayacağını aktaran ihraç öğretmen Karaosmanoğlu, “Eskisi gibi öğretmenlik yapamam, İçimdeki o sevgi öldü. Çünkü biz milletini çok seven öğretmenlerdik, bu kadar fedakârlığa rağmen bir gecede terörist ilan edildik. Bu bana çok ağır geliyor, atlatamıyorum. Hala bazı öğrencilerimle ve velileriyle görüşüyorum, ama bugün işe iade edilirsem eskisi gibi fedakâr olamam. Emeklerimiz, yıllarımız boşa gitmiş. Bizim fedakârlığımızın karşılığı bu olmamalıydı” diye konuşuyor.
“EKONOMİ DÜZELİR, ANCAK EĞİTİMİ DÜZELTMEK ZAMAN İSTER”
Bugünlerde herkesin ekonomiyi konuştuğunu halbuki asıl konuşulması gerken meselenin eğitim olduğunu savunan Ayşe Karaosmanoğlu, “Eğitimin geldiği durum, içler acısı. Bir nesli kaybediyoruz, farkında mısınız? Ekonomi, doğru adımlar atılırsa kısa süre içeresinde düzelir; ama eğitimi kısa sürede düzeltemezsiniz. Eğitimde en az 50 yıl geriye gittik. Bunu düzeltmek çok zor. Bir nesil bu şekilde yetişiyor. Türkiye’nin geleceğini düşünebiliyor musunuz?” ifadelerini kullanıyor.
Dilerseniz programın tamamını buradan ️️ izleyebilirsiniz.