Kendisi bir barış akademisyeni olan ve KHK’lı olmamasına rağmen kendisini “KHK’lı” olarak adlandıran Doç. Dr. Tuna Altınel, beraat etmesine rağmen pasaportunun verilmeyerek kendisinin “sivil ölüme” mahkum edildiğini kaydetti.
Altınel, KHK’lılara yapılanların insanlığa karşı işlenmiş suç olduğunun altını çiziyor. Claude Bernard Üniversitesi Lyon-1’de öğretim üyesi ve aynı zamanda bir barış akademisyeni olan Matematikçi Doç. Dr. Tuna Altınel KHK TV’ye konuştu. Yaşadıklarını anlatan Altunel, kendi yaşadıkları olayda kendisine tuzak kurulduğunu düşünüyor. Barış akademisyenleri davasında tutuksuz yargılanan akademisyen Altınel, 11 Mayıs’ta pasaportuna neden sınırlama konulduğunu öğrenmek ve bunu kaldırabilmek için Türkiye’ye döndü ve Balıkesir Nüfus Müdürlüğü’ne gitti.
BERAAT ETMESİNE RAĞMEN HALA PASAPORTU VERİLMİYOR
Pasaport için gittiği nüfus müdürlüğünde gözaltına alınan Altınel, tutuklanarak Kepsut Cezaevi’ne yollandı. Burada 81 gün kalan Altınel daha sonraki mahkemede beraat etti. Beraat etmesine rağmen hala pasaportu verilmeyen Altınel, bu şekilde kendisinin açlığa mahkum edildiğini ve sivil ölüme terk edildiğini kaydetti.
Hukuki süreci boyunca başta kendi meslektaşları olmak üzere uluslararası destekler gördüğünü belirten Altınel, “İşime dönmeyi akademik çalışmalarıma yeniden başlamayı çok istiyorum. Aslında hiç bir engel yok bunda; ancak “idari tedbir” denilerek pasaportum verilmiyor” ifadelerini kullandı.
“HİTLER’İN YAHUDİLERE YAPTIĞININ BENZERİ KHK’LILARA YAPILIYOR”
KHK’nın insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu aktaran Altınel, “Hitler’in zamanında Yahudilere yaptığının benzeri KHK’lılara yapılıyor. Biz KHK’lı değiliz ancak hukuksuzluktan mağdur edildik. O yüzden tüm hukuksuzluğa uğramış olanlar mutlaka bir araya gelmeli” dedi.
“PASAPORTUMUZA EL KOYARAK ŞUNU İTİRAF EDİYORLAR: TÜRKİYE’DE KALMAK HAPSOLMAK KADAR KÖTÜ BİR ŞEY”
Bir gün Fransa’ya gitmeyi ve işinin başına dönmeyi çok istediğini, dönmesi halinde KHK mücadelesine orada devam edeceğini aktaran Barış Akademisyeni Doç. Dr. Altınel, “Pasaportumuz kullanılmaz hale getirilerek aslında şunu itiraf ediyorlar. Türkiye, o kadar kötü bir ülke ki burada kalmak, hapsolmak kadar kötü bir şey. Bu çok acı bir durum gerçekten” diyerek sözlerini noktaladı.