KHK’lı öğretmen ve Yüksel Direnişçilerinden Acun Karadağ, KHK’ye konuştu. 15 Temmuz süreciyle birlikte başlayan hukuk ihlalleri ve peşi sıra ilan edilen KHK’lardan biriyle öğretmenlik mesleğinden ihraç edilen Acun Karadağ, en son görev yaptığı okulunun önündeki eylemleri, Yüksel Caddesi’ndeki direnişini, gözaltı sürecini ve cezaevinde geçirdiği günleri gazeteci Ahmet Erkan’a anlattı.
SESSİZ KALMADIĞIM İÇİN İHRAÇ EDİLDİM
Sol görüşlü bir ailenin kızı olan Karadağ, çocukluk yıllarından beri haksızlıklar karşısında susmadığını ve tepki gösterdiğini söylüyor. Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tarih bölümünden mezun olan Karadağ, bir süre Anıtkabir arşiv servisinde çalışmış kısa süre içerisinde komutanlarla anlaşmazlık yaşayarak öğretmenlik mesleğine geçmiş. Başarılı ve sevilen bir öğretmen olan Acun hoca; düşünceleri ve siyasi görüşleri nedeniyle fişlenmiş ve bir OHAL KHK’sıyla ihraç edildi.
17 DEFA GÖZALTINA ALINDIM
Görevinden atıldıktan sonra sıkıntılı günler yaşayan ve kendi okulunun ve öğrencilerinin önünde ilk eylemlerine başladı. Polis takibi altında yapılan ve çok defa engellenen bu eylemleri Yüksel Caddesi’nde devam etmeye karar verir. Aylar süren Yüksel caddesi direnişi sırasında defalarca şiddete maruz kalan ve 17 defa gözaltına alınan Karadağ, eylemlerin iktidarı rahatsız etmesiyle arkadaşları Alev Şahin, Nazan Bozkurt, Mehmet Dersulu, Nuriye Gülmen, Mahmut Konuk ve Semih Özakça ile birlikte tutuklanarak cezaevine gönderildi.
ÜLKEMDE DÜŞMAN MUAMELESİ GÖRÜYORUM
Kendi ülkesinde yaşadıklarını ve düşman muamelesi gördüğünü belirten Karadağ, “Bu yapılanları düşman yapmaz, Düşman gelir ülkenizi işgal eder vurur öldürür ama bu kadar zulüm yapmaz. Ben bu ülkenin düşmanı değilim; halkını yurttaşlarını seven bir insanım.” dedi.
Sokak eylemlerini anlatan Karadağ, şöyle konuştu: “Kendimi sokakta direnmekte haklı görüyorum, keşke 140 bin KHK’lının hepsi sokaklara çıksaydı, iktidar karşısında bir güç görseydi ve bu kadar pervasız kalmasaydı.
BACAKLARIMDA PLASTİK MERMİ İZLERİ VAR
Bu süreçte çok şeyler yaşadım, eylemlerde kimyasal gazlara, plastik mermilere maruz kaldım, kalbime pil takıldı, eylemlerde sürüklendim, nezarethanelerde kaldım, tutuklandım, bacaklarımda plastik mermi izleriyle yaşıyorum ama çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakmak için kaybettiğimiz şeylerle çocuklarımıza gelecek bırakacağız.
CEMAAT OPERASYONLARIYLA TUTUKLANANLARDAN ŞUNU BEKLERDİM
Cezaevi günlerine değinen Karadağ, bir hatırasını şöyle anlattı: “Biz koğuşumuzda 3 kişi kalıyorduk cemaat soruşturmasından ise bir koğuşta 15 kişi kalıyordu. Biz her gün havalandırma boşluğundan işimizi geri istiyoruz diye bağırıyorduk, onlar hiç ses çıkarmadı oysa ben onlardan şunu beklerdim: “Zalimler için Yaşasın Cehennem.”
BEBEKLİ ANNELERİN ZİNDANLARA ATILDIĞI DÖNEM
52 yıllık hayatında birçok sayıda iktidar gördüğünü fakat böylesi bir dönemi hayal bile edemeyeceğini belirten Acun Karadağ, “Eceviti’ni, Demireli’ni, Çilleri’ni gördüm, 902lı yıllarını kontragerilla uygulamalarını gördüm ama böyle bir dönem görmedim. İnsanların göz göre kaçırıldığı, bebekli annelerin topluca cezaevlerine atıldı bir dönem yaşıyoruz. Demokratik örgütler yok edilmiş, sendikalar suskun, siyasi partiler sessiz. Bir tweet atmakla, bir basın bildirisi yayınlamakla olmuyor; sokağa inmek lazım.” ifadelerini kullandı.
İKİ NURCU GENÇ YANIMA GELDİ
Karadağ, Yüksel Caddesi’nde eylem sırasında yaşadığı ve oldukça etkilendiği bir olayı şöyle anlattı: “Eylem yaptığımız bir gün, polis kuşatması arasından iyi giyimli iki genç adam yanıma geldi. ‘Hocam biz buraya sizinle helalleşmeye geldik. Biz çocukluğumuzdan beri Nur cemaatinde büyüdük, size solcu, komünist alevi vatan haini gözüyle baktık, yanılmışız’ dediler. Sonra polislere bakarak ‘Hocam bunlar yenilecek siz kazanacaksınız, hakkınızı helal edin’ dediler ve ayrılıp gittiler.
Dilerseniz programın tamamını buradan ⤵️⤵️ izleyebilirsiniz.