KHK’lı Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni Hidayet Yiğit, “Çok zorlandığım zamanlar oldu. Bu süreçte hem çalışıp hem üniversite okudum. İkinci üniversitemi de bitirdim. Şuan iki üniversite mezunu bir pompacıyım” dedi.
Yaşanan olayları çevresine kanunen ve hukuken anlattığını dile getiren Yiğit, şöyle devam etti: “Hep şunu istedim; bir kez de olsan babamın ‘oğlum sen haklısın, sana haksızlık yapılmış’ demesini çok isterdim. Ben anne babama kardeşlerime anlatamadım ki terörist olmadığımı, bu topluma nasıl anlatayım terörist olmadığımı. En çok bu ülkeyi sevenler bir anda terörist oldular. Saklayacak hiçbir şeyimiz yok ki. Emindim ki biz terörist değiliz. Ama maalesef topluma bunu anlatamadık. Hiç kimse anlatamadık. Artık anlatmaktan da yoruldum. Sadece susuyorum ve olanlara bakıyorum.” dedi.
TERÖRİSTİN EVİNDE SİLAH DEĞİL KİTAP ARIYORLAR
Ellerindeki belgeye göre silahlı terör örgütü üyesi olarak evinde arama yapıldığını vurgulayan Yiğit, “Evime gözaltı için geldiklerinde ellerindeki belgeye göre teröristin evine geliyorsun silah değil kitap arıyorsun. Bana ne, silah sordular ne örgüt sordular. Direk kütüphaneye gidip kitaplardan başladılar. Kendi kendime nasıl bir teröristse bunlar hepsinin evinde koca koca kütüphaneler, hep okuyan insanlar. Resmi gazeteyi açtığımda üzerinde ‘silahlı terör örgütü üyesi, darbeye teşebbüs’ bunlar o kadar zoruma gitti ki vatan haini damgası yemek. Ben o kadar bu vatanımı seviyorum ki sadece vatan değil milletimi her şeyi. Ama maalesef bu süreç o kadar çok yıprattı ki bizi bir çok duygularımız artık törpülendi” dedi. İşini aşkla şevle yaptığını söyleyen Yiğit, öğrenci ve insan odaklı bir eğitim sistemini yürütmeye çalıştığını kaydetti.
DOĞUM GÜNÜMDE İHRAÇ OLDUĞUMU ÖĞRENDİM
2 Eylül doğum gününde ihraç olduğunu belirten Yiğit, “Doğum günümde baldızım aradı. Ben de doğum günümü kutlamak için aradığını düşündüm. ‘Resmi gazeteyi gördün mü’ diye sordu. Görmediğimi söyledim. O da ihraç olduğumu söyledi. İlk başta kabullenemedim. Çünkü resmi gazetede silahlı terör örgütü üyesi yazıyor. İhraç olduktan sonra iş aramaya başladım. Yurt dışında inşaat işi buldum fakat pasaport çıkarttırmak için karakola gittiğimde dosyam olduğu için işlem yapmadılar” diye konuştu.
İLK İŞİME LOKANTADA GARSON OLARAK BAŞLADIM
İhraç olduktan sonra ilk iş olarak lokantada garsonluk yaptığını kaydeden Yiğit, şunları dile getirdi: “Lokanta da 10 çalıştıktan sonra çıkmak zorunda kaldım. Sonra bir çiçekçide işe başladım. Uzun süre çiçekçide çalıştıktan sonra çiçekçi satılınca daha sonra pastane de çalışmaya başladım. Orda da biraz çalıştıktan sonra çıkardılar. Medikal satan bir yere girdim. Bir buçuk ay çalıştıktan sonra polisin araması sonucunda çıkmak zorunda kaldım. Bunun gibi birçok işte çalıştıktan sonra petrol ofisinde pompacı olarak çalışıyorum. İki üniversite mezunuyum fakat başımızdaki ilkokul mezunu biri. Hiçbir vefa yok bir yanlış yaparsanız işinize son verirler. Şartlar zor olsa da zorundasın çünkü KHK’lılara iş vermiyorlar.” dedi.
Daha fazlasını KHK TV YouTube Kanalından izleyebilirsiniz.
Bağımsız bir gazeteci olarak amacımız; dönemin sosyal hafızasını tutmak, insanlara KHK hukuksuzluğunu duyurarak bu ülkede KHK hukuksuzluğunun son bulmasına katkı sunmak.
Bu yolculukta bize katılmak ve KHK zulmünü duyurmak için
KHK TV’ye Abone Ol.
KHK TV; İnsan Haklarının Peşinde!