KHK’lı Öğretmen Hacer Atalay Tuna, “Nasıl ki 28 Şubat’ta binlerce insan mağdur oldu ama gün geldi bu ülkenin kahramanları oldu, biz de 15 Temmuz’un mağdurlarıyız gün gelecek bizler bu ülkenin gerçek kahramanları olacağız inşallah” dedi.
BİR GECEDE BU ÜLKENİN GÜNAH KEÇİLERİ İLAN EDİLDİK
Emniyetten hastaneye iki defa gidiş geliş yapmanın kendilerini çok üzdüğünü belirten Tuna, şöyle devam etti: “Tabi bu durum insanın zoruna gidiyor. Bir suçun yok bir hatan yok. Devlete karşı vicdanın rahat, için rahat. İki polisin eşliğinde hastaneye gidiyorsun. Bu insanın onuruna, gururuna dokunuyor biliyor musunuz? Hukuk okuyan bir savcının bana ‘Ahmet Altan “Fetöcü” mü?’ diye soru sorması beni şok etti. Evet, ben Ahmet Altan’ın hayranıyım, kitaplarını okurum. Sosyal medya paylaşımlarından yola çıkarak Ahmet Altan sevgimi fark ediyorlar ve bana bu soruyu soruyorlar. Sanki ben Ahmet Altan’ın “fetömetre”siymişim gibi. Duruşma bittikten sonra ben günlerce ağladım. Ağlamamın sebebi; aynı masada yemek yiyip içtik ya. Ne oldu ya ne oldu. Sen benim hakkımda nasıl bu kadar yalan iftiralar atabiliyorsun. Senin eline ne geçecek. Bulunduğum her yer her ortamda eli silah tutmamış, şiddete bulaşmamış tüm kamu emekçilerin hep masum olduğunu ifade ediyorum. Bizler bir gecede bu ülkenin günah keçileri ilan edildik. Binlerce insan “fetö” torbasına atıldı.”
GÜNEŞLİ GÜNLER BİZİ BEKLİYOR
Mücadelenin sonunda mutlaka kazanacaklarını vurgulayan Tuna, “KHK’lı arkadaşlara her zaman şunu derim; güneşli günler bizi bekliyor, Güneşli günleri göreceğiz ve motorları maviliklere süreceğiz” dedi.
SENDİKA ÜYELİĞİNDEN İHRAÇ EDİLECEĞİMİ NEREDEN BİLEBİLİRDİM Kİ
15 Temmuz’dan beş gün sonra milli eğitimden çağırıldığını söyleyen Tuna, şunları aktardı: “Milli eğitime gittik. Şube müdürü zaten benim üst komşumdu. Hocam ben sendikadan istifa etmeye geldim. O da elleri titreyerek görevden açığa alındığımı ve yazıyı verdi. Birkaç arkadaş daha geldi onlarda açığa alınmıştı. Onları teselli etmeye çalıştım. Üzülmeyin dedim gün gelecek bizler kahraman olacağız dedim. Soruşturma geçirdikten bir iki ay içinde işimize geri döneceğimizi düşünüyordum. Bir gün ablam hüzünlü bir ton sesiyle, sanki bir yakınımız ölmüş gibi aradı. Bana ihraç olduğumu söyledi. Bu durum beni gerçekten çok üzmüştü. Çocuklarım biraz üzülmüştü onları teselli etmeye çalıştım.”
Daha fazlasını KHK TV YouTube Kanalından izleyebilirsiniz.
Bağımsız bir gazeteci olarak amacımız; dönemin sosyal hafızasını tutmak, insanlara KHK hukuksuzluğunu duyurarak bu ülkede KHK hukuksuzluğunun son bulmasına katkı sunmak.
Bu yolculukta bize katılmak ve KHK zulmünü duyurmak için
KHK TV’ye Abone Ol.
KHK TV; İnsan Haklarının Peşinde!