KHK TVAhmet Erkan

KHK’lı İlahiyatçı Hafız Cengiz Sadıklı, “Evimi aramaya geldiler, ne buldular. Meyve bıçağından başka bir şey yok ki. Ne bulabildiniz. Devlete karşı mı çıkmışım, siyasilere dil mi uzatmışım, birine yan gözle mi bakmışım, adam mı öldürmüşüm ne yapmışım söyleyin?” dedi. Devletin izin verdiği sendikaya üye olduğu için ihraç edildiğini ifade eden Sadıklı, “Özel bir şirkette ‘ben senle çalışmak istemiyorum’ derken adam hesap vermek zorunda değil. Fakat devlet bunu söyleyemez ‘ben senle çalışmak istemiyorum’ demek ne demek ya. Böyle bir ifade tarzı mı olur. Evrensel hukukta böyle bir şey yok. Sen namaz kılıyor musun, oruç tutuyor musun diye sormayın, insanlara açmışın, işin var mı, çoluk çocuğun ekmek götürebiliyor musun diye sorsunlar” dedi.

BENİ EN ÇOK ÜZEN TOPLUM İÇERİSİNDE BÖYLE BİR DURUMA DÜŞÜRÜLMEK, BİR TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİ OLARAK GÖRÜLMEK

 Ülkenin çeşitli illerinde öğretmenlik ve idarecilik yaptığını söyleyen Sadıklı, sözlerine şöyle devam etti: “Bir sabah uyandık ki 15 Temmuz o gecede evimizdeydik. Herhangi bir şeyden haberimiz yoktu. Yani darbe olacak diye hiç aklımıza gelmezdi. O üzüntü içimizdeyken bir hafta geçtikten sonra açığa alındım. Benim gibi Kuran öğreten birisi neden açığa alınabilir ki. Ben sadece Kuran-ı Kerim okuyan, Kuran-ı Kerim öğreten, her türkü sivil toplum kuruluşlarının davetinde Kuran-ı Kerim okumak için çağırılan, youtube’de kanalı olan, Kuran makamları üzerine çalışmaları olan bir insanken, siyasete en ufak alakası olmayan bir insanken neden açığa alınır ki. Açığa alındığımda o kadar üzüldüm ki 15 Temmuz’a zaten üzülmüştüm. Birde açığa alınınca daha da üzüldüm. Sonra 1 Eylül’de ihraç edildim. Maaşımın kesilmesine, maddi olarak sıfırlanmasına üzülmüyorum. Beni en çok üzen toplum içerisinde böyle bir duruma düşürülmek, bir terör örgütü üyesi olarak görülmek beni en çok bu üzdü.” İhraç olduktan sonra birkaç yerde çalıştığını belirten Sadıklı, “İhraç olduktan sonra organize sanayide ağır bir işe girdim. Orada bir iki ay çalıştım. Düzgün maaş vermediler. Orada paspas çektim, oğlum yaşındaki insanlara kahve yaptım. Biranda neredeydim nereye düştüm. Bu süreç bana bu öğretti; gerçekten para kazanmak çok zor. Eskiden pazardaki amcalardan teyzelerden alışveriş yaparken pazarlık yapardım. Şimdi para kazanmanın ne kadar zor olduğunu görünce artık pazarlık yapmıyorum.” Diye konuştu.

75 TAVUKLA ÇİFTLİK SAHİBİ OLDU

Birçok iş deneyiminden sonra 75 tavuk aldığını ve siparişlere yetişemediğini anlatan Sadıklı, pandemiden dolayı insanların daha organik beslendiğini söyledi. Taleplere yetişemeyince tavuk sayısını 200’e çıkardığını dile getiren Sadıklı, şunları söyledi: “Pandemi nedeniyle insanlar organik beslenmeye başladı. Bizde hile yapmayacağımızı bildikleri ve sevdikleri için siparişlerimiz her geçen gün artı. Daha sonra tavuk sayımızı 300 çıkardık. Yine de yumurta yetişmediğinden dolayı müşterilerim küsüyor.”

HER ŞEY DÜZELECEK HUKUK RAYINA GİRECEK

Geleceğe dair umutlu olduğunu vurgulayan Sadıklı, “Bu ülke hepimizin, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesiyle bize emanet ettiği bir ülke. Bu vatanın çocuklarıyız. Her şey düzelecek hukuk rayına girecek. Er ya da geç işimize geri döneceğiz” ifadelerini kullandı.

Daha fazlasını KHK TV YouTube Kanalından izleyebilirsiniz.

Bağımsız bir gazeteci olarak amacımız; dönemin sosyal hafızasını tutmak, insanlara KHK hukuksuzluğunu duyurarak bu ülkede KHK hukuksuzluğunun son bulmasına katkı sunmak.

Bu yolculukta bize katılmak ve KHK zulmünü duyurmak için
KHK TV’ye Abone Ol.

KHK TV; İnsan Haklarının Peşinde!