KHK TVAhmet Erkan

Soğuk bir kış günü, ekmeğini kazanmak için güneş doğmadan sebze meyve haline gitmek zorunda olan bir KHK’lı memur.

Her KHK’lının hikâyesinde içinde işsizlik, dışlanmışlık, tutuklanma, geçim derdine düşme gibi acılı hikayeler…

Ellerinden ve ayaklarından engelli Mehmet Oruç’un hikayesi daha zor, daha acı. Doğu illerinden Adana’ya göç etmiş yedi çocuklu bir ailenin en küçüğü, doğuştan ortopedik engelli. İki ayağı yumru üzerine basamıyor. Bunun için özel yapılmış ayakkabı giymek zorunda yoksa basamıyor, yürüyemiyor.

Her sabah gün doğmadan sebze meyve halinde olmak zorunda; çünkü geçindirmesi gereken bir ailesi var.

Bu şartlarda bir üniversite kazanmış ve okumuş, hayalinde kimya öğretmeni olmak varken ataması yapılmamış. Kamu Personeli Sınavını kazanarak yaşadığı şehirde bir kamu kurumunda memur olabilmiş.

Ailesinde tek okuyan ve memur olan Mehmet, evlenmiş, çocuğu olmuş; yoksulluk sarmalından kurtulmak üzereyken her şey alt üst oluvermiş.

Hiçbir şeyden habersizce 15 Temmuz sonrası oluşturulan “terör örgütü” ya da örgütlerinden biriyle irtibatlı iltisaklı denilerek işine son verilmiş.

Keyfi bir fişleme, keyfi bir karar sonrası kazandığı tüm hakları kaybeden Mehmet, ailesine bakmak için sokak aralarında meyve sebze satmaya başlamış.

Bir sabahın karanlığında sardığı tütünü tüttürürken rastladım O’na, kıştı ve soğuktu. Dükkan dükkan geziyor, şu domates ne kadar şu portakal ne kadar, şu elma ne kadar diye soruyordu.

Ara ara dinleniyor meyve sandıklarının tutuşturulduğu alevlerde ellerini ısıtıyor ve ovuşturuyordu. Bir elektrikli bisiklet, üç teker üzerinde duruyor, selesinde birkaç sebze birkaç meyve kasası sığabiliyor.

Güneş doğmadan Adana halinde olmak ve uzun uzun dükkân gezmelerinden sonra satacağı sebze ve meyveleri almak zorunda.

Sonra uzun bir gün kendini bekliyor, yoksulluğun esir aldığı varoşlar, mahalleler, sokaklar arasında bir gün daha doğrusu her gün.

KHK’lı bir memurun hikâyesi bu… Haksızlıkların, adaletsizliklerin, yargısız infazların, itilmişliğin, yoksulluğa terk edilmişliğin hikâyesi… İç acıtan, yürek burkan bir hikâye…

Engelli KHK’lın hayatta kalma mücadelesi, Mehmet Oruç’un hikâyesi.

Daha fazlasını KHK TV YouTube Kanalından izleyebilirsiniz.

Bağımsız bir gazeteci olarak amacımız; dönemin sosyal hafızasını tutmak, insanlara KHK hukuksuzluğunu duyurarak bu ülkede KHK hukuksuzluğunun son bulmasına katkı sunmak.

Bu yolculukta bize katılmak ve KHK zulmünü duyurmak için
KHK TV’ye Abone Ol.

KHK TV; İnsan Haklarının Peşinde!