10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası Kapsamında Adana’da İHD, KESK ve Adana KHK Platformu Adına Basın Açıklamasını Münir Korkmaz okudu. “15 Temmuz Darbe girişimi gerekçe gösterilerek 20 Temmuz’da OHAL ilan edilmiş bu kapsamda çıkarılan KHK’lar ile en az 250 bin yurttaş hukuksuz bir şekilde kamudaki görevlerinden çıkarılmıştır. Bu durum, modern devletler tarihinde ilk kez ülkemizde uygulandı.” Açıklama öncesi İHD Adana Şube Başkanı Av. Yakup Ataş İnsan Hakları Haftası çerçevesinde kısa bir açıklama yaptı. Bir çok kurumun destek verdiği eylem yağmura rağmen güçlü bir katılımla İnönü Parkında gerçekleştirildi. Sık sık “KHK’lar Gidecek Biz Kalacağız” sloganlarının atıldığı eylemde Korkmaz; “Bizler, aidiyetlerimiz, etnik kökenimiz, inançlarımız ve özgür şekilde düşüncelerimizi ifade ettiğimiz için suçlandık” dedi. Bu hafta insan hakları haftası ve bir hafta boyunca ülkemizde yaşanan insan hakları ihlalleri konusunda çeşitli etkinlikler yapılacak Yine bu hafta ağır hak ihlalleri pek çok kesim tarafından konu edilecek. Bugün burada bu hak ihlallerinden biri olan KHK Zulmünü gündem yapmak için bir aradayız. Bilindiği üzere 15 Temmuz Darbe girişimi gerekçe gösterilerek 20 Temmuz’da OHAL ilan edilmiş bu kapsamda çıkarılan KHK’lar ile en az 250 bin yurttaş hukuksuz bir şekilde kamudaki görevlerinden çıkarılmıştır. Bu durum, modern devletler tarihinde ilk kez ülkemizde uygulandı. Çarpıcı rakamlardan biri de 21 KHK’lı arkadaşımızın vefat ettikten sonra OHAL Komisyonu ya da mahkemeler tarafından göreve iade edilmesi oldu. Ülkemizde hak ihlallerinden biri de kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin yerle bir edilmesi oldu. 2 Milyon 217 Bin kişi için terör soruşturması açılması bunun en önemli kanıtlarından biridir. 2016’dan günümüze 693 bin kişi hakkında adli işlem yapılırken 68 bin kişi hakkında soruşturmalar halen devam ediyor. 27 bin kişi hakkında da ilk derece mahkemelerinde davalar sürüyor. 123 bin kişi hakkında mahkûmiyet kararı verildi. Tüm bunlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin KHK’lı Yüksel Yalçınkaya kararına rağmen oldu. Bu kararda AİHM, Türkiye Cumhuriyeti hukuk sistemine aslında şunu diyordu: bu yargılamalarda mahkemeler, genişletici ve öngörülemez yorumlar getirerek keyfiliğe neden olmuştur. Yine AİHM bu kararıyla adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ve sendika-dernek üyelikleri nedeniyle verilen mahkumiyetleri hak ihlali olarak gördüğünü açıklamıştır. Bu da örgütlenme özgürlüğü, sendikal faaliyetlerde bulunma özgürlüğünün mevcut iktidar tarafından nasıl kısıtlandığını; hatta suç kabul ettiğini göstermesi bakımından önemli bir tespittir. “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” şeklinde açık ve net bir biçimde ortada olan Anayasanın 38. Maddesinin ihlali yargı erki tarafından gerçekleştirilmiştir. Anayasayı ihlal suçu hala devam ediyor. AİHM’nin verdiği Yalçınkaya kararı kamudan ihraç edilen hepimizi hem adli hem de idari anlamda bağlarken Adalet Bakanı’nın açıklamaları Anayasanın 90. Maddesinin keyfi şekilde işletilmediğinin kanıtı değil midir? Bizler, aidiyetlerimiz, etnik kökenimiz, inançlarımız ve özgür şekilde düşüncelerimizi ifade ettiğimiz için suçlandık. Bunu kabul etmiyoruz ve reddediyoruz. İnsan hakları haftasında bunu buradan yinelemek istiyoruz. KHK’lar iptal edilecek bizler işlerimize ve özgürlüklerimize geri döneceğiz. Bizler gibi insan hakları aktivistleri olduğu müddetçe de mağduriyetler gündeme getirilecek ve giderilene kadar da SUSMAYACAĞIZ… Çünkü mazlumun kimliğine bakmadan insanın, haklarıyla insan olduğu gerçeğini söylemeye devam edecek insan haklarını savunacağız.
KHKLAR GİDECEK BİZLER KALACAĞIZ…
Daha fazlasını KHK TV YouTube Kanalından izleyebilirsiniz.
Bağımsız bir gazeteci olarak amacımız; dönemin sosyal hafızasını tutmak, insanlara KHK hukuksuzluğunu duyurarak bu ülkede KHK hukuksuzluğunun son bulmasına katkı sunmak.
Bu yolculukta bize katılmak ve KHK zulmünü duyurmak için
KHK TV’ye Abone Ol.
KHK TV; İnsan Haklarının Peşinde!